Zihinsel gelişimimiz ile bilginin açıklığı arasında ters bir orantı görüyorum matematikte. Öğrenilen her yeni şey bir geri sarım yaşatıyor. Bu; 'hayatını hiç anlamadığı bir dil ile konuşmuş bir insanın' geçmişinin tercümesini görüşü, yâhut çocukluğun gençlikte ya da gençliğin yaşlılıkta anlamlandırılması gibi, hep daha sonradan olan bir fark ediş olabilir mi?