LYS hakkında

hadi tarih genel kültür olur da türkçe-edebiyat-coğrafya tamamı ezber.
türkçede yapım eki hal ekleri fıstıkçı şahap vs bir sürü kural var. edebiyat deseniz lys edebiyat yapmak için eser- yazar bilmelisiniz. bunların hesi ezber.
ben de ezberlemeyi sevmem ve sevmediğim için yapamam.

tarihe genel kültür diyorsunuz da coğrafyaya mı ezber diyorsunuz?
ayrıca türkçe'nin neyi ezber orayı da merak ettim?
alıp elinize "fiilin anlamı nedir?" diye ezberliyor musunuz siz?
Eser-yazar ilişkilerini şak diye sormuyorlar dikkat edin (sorsalar bile "azınlık") "kuşların dili" anlamına da gelir diyor.
Siz bunu okusanız yeter zaten mantık'ut tayr'ın kuşların dili anlamına gelmesinde ezberlenecek bir şey yoktur bilakis bir okuma kâfidir.

Bir bilim yada ders matematikten uzaklaştikça ezbere dayanir.Söyleki Matematik-Fizik-Kimya-Biyoloji-Sosyal Bilimler
bu sıralamada matematikten uzaklaştikça ezber artar ve akıldan uzaklasir.Matematik deneysizdir.Fizik deney ve matematikttir.Kimyada ayni şekil deney ve matematiktir fakat deney fiziğe göre daha fazladir.Biyoloji ise matematikten çok az faydalanir hatta lise biyolojisinde kalitim hariç matematik hiç geçmez o yüzden biyoloji de dahi ezber çok fazladir.Sosyal bilimler ise deney ve akıldan uzaktir.Bilgiyi çat diye önünüze getirler.Sadece cografyanin fiziki cografya kısmında akılla birşeyler bulabilirsiniz ki buda aslında fizik ve diğer bilimlerin buldugu şeylerdir.Mesala İstanbulun 1453 te fethedildiğini yıllarca düşünseniz deneylerde yapsaniz bulamazsiniz.O halde ezberdir.Edebiyata hiç girmiyorum zaten katıksız ezberdir.
Türkçenin dilbilgisini ögretip su zarftır bu sıfattir diye dayatmak *****liktan baska birsey değildir.Kırmızı elmadaki kırmızının sıfat oldugunu bilmeye gerek yok kırmızı elma demek için.Hepimiz zaten o dilbilgisinde bütün kurallari günlük hayatimizdan biliyoruz sadece adini bilmiyoruz bilemeyeceğiz tek şey yazim kurallaridir belki de.Su anda 50 yasinda bir adam olsun muhtemelen zarfi sifatir vb.unutmustur ama benden daha iyi türkçesi vardir ve sıfatlari daha iyi kullanir o halde bu isimleri zorla dayatmanin hiçbir manasi yoktur.Hiç birimiz dilbilimcisi değiliz...

ben ısrarla Tarihin ezber olmadığını savunuyorum.
bir dergi açar tarihi bir olay okuruz peki sınavda karşımıza o olayı aynen anlatır mı gelir? yoksa akılda kalması gereken mi?
istanbulun 1453te fethedildiğini bilmek ezber değildir.

coğrafya gene bir nebze genel kültürle alakalı olabilir ama türkçe kesin ezber. mantığı yok. türkçe sadece fiilin anlamını bilmekle bitmiyor. bu ders türkçe gibi bir şey bilmeden de çıkarabileceğiniz bir derste değil. ses olayları başka boyut. var olan ekler başka bir boyun.
matematikte veya geometride başka konulardan yardım alarak soru çözülebilir ama türkçede eğer o konu ile ilgili bilgileri bilmiyorsan veya ezberlememişsen yapamazsın.

klasik sınav olmayacak. yani sürekli olmayacak. ahmaklığın sınırı olmadığı için hiç olmayacak diyemiyorum, deneyebilirler ve olamayacağını görmüş olurlar.

bu konu uzayıp gider şimdi biraz yorgunum o yüzden uzatmayacağım. sözel bölüme özellikle de ygs de çıkan kısımlarına bu kadar tavırlı durmamak lazım. bir nevi genel kültür olarak bakmak, sokakta karşılaştığınız her insanın az da olsa bilmesi gereken konular olarak görmek daha doğru.
Türkçe'yi bi kademe daha üstte tutuyorum. genel kültürden çok ezber dahi olsa bilmek gerekli. sıfata neden isim buluyoruz? bilmek için, bilmek isimlendirmektir zaten. bir de yeri gelmişken not düşeyim, televizyon izlerken altyazı, haber spotu, başlık vs yazan ve okuduğu bölüm muhtemelen Türkçe ağırlıklı olan , okulunda genel olarak Türkçe gören ve halen saçma sapan yazım yanlışı yapanları gördükçe kafamı sivri bir yere vurasım geliyor. dikkat edin hata demiyorum yani elin klavyede kaymasıyla oluşan bir arıza değil bilakis bilmemekten kaynaklı bir durum. diyeceksiniz sen çok mu biliyosun? konuşmam çat pat derdimi anlatacak kadar konuşuyorum, yazım ise orta seviye. burada katlettiğim Türkçe'nin genel nedeni kolayıma gelmesi (büyük harf pek kullanmamak gibi) , el sürçmesi veya alışkanlık. kısaca Türkçe bilelim, gocunmayalım.

onların ahmak olup olmamaları umrumda değil loto bize vuracak yanarım yanarım

Bence de Türkçe, tarih, coğrafya bilinmeli. Sayısalcı olmama rağmen gördüğümüz edebiyat derslerini de savunuyorum. O da tarih kapsamında ayrıca eski, yakın ve yeni kültürümüzü tanımamızda etkin rolü var. Ne matematik, fenle kafayı yemeli; ne de matematik, fen bilmemeli.

Adlandirmak bilmek demek değildir.Aklında logaritma mantığına sahip birisi log a demek yerine pow a diyerekte bulabilir veya artık nasil biri isim verirse.(Tabi matematikte evrensellik açisindan herkes log yazar ama oraya log yazmak mi önemli yoksa onun mantiğini kavramak mi?)
Dilbilgiside ayni şeyi yapiyor işte zaten biliyoruz biz onlarin mantiğini,bildiğimiz şeylere zorla isim verip ka vratmaya çalişiyorlar.(Cümlem içinde örnek vereyim ben şeyin zamir oldugunu bilmeme gerek yok şeyi cümlede kullanmak için?)
Bu arada tarihi bende severim fakat ezberdir tarih .

Fen ve matematikle sözel dersleri bir tutamazsiniz.Fen ve matematiği 10 görüyorsak sözel dersleri 1 görmeliyiz.Ben suan dünyada sözel dersleri, eline kitap verilince yapamayacak bir adam tanimiyorum(Belki birkaç soru kaçirir ).Bilmek kitaba bağli kalmak değil bilgi üretebilmeyi bilmektir.Fakat matematik ve fen bilmeyen adama hangi kitabi verirseniz verin kalem dahi oynatamaz.Yani sonuç sosyal bilimler fen ve matematikle karsilaştirilacak seviyede bile değiller.