ben bu yorumu nasıl kaçırdım ya hayretler içersindeyim
anadili Türkçe olan bir insan ingilizceyi nasıl ve neden sever? ingilizce bir eser mi ortaya koyuyorsunuz? ne bileyim şiir, roman vs? çünkü aksi durumda kimya ile uğraşmadığınız halde ben potasyumu çok seviyorum demek gibi bişey bu dediğiniz. berbat çevirilerden dolayı film ve dizileri ingilizce seyredebilirsiniz (bundan keyif alabilirsiniz) ya da daha büyük bir kaynağa erişmek için ingilizce kitaplar okuyabilirsiniz, ingiliz edebiyatını sevebilirsiniz ama bizatihi ingilizceyi nasıl seversiniz bunu anlayamadım.
mesela ben ingilizceye hiçbir duygu beslemiyorum ama hayatımın en verimli yıllarında bana bilimin dili olan ingilizceyi öğretmek yerine beni ingilizce düşünmeye zorlayan zihniyetten hep nefret ettim hatta tiksindim. evet malesef bizde böyle herşey amacından saptırıldığı gibi ingilizce de saptırılıyor. bilime ulaşma aracı olması gerekirken öğrencinin amacı haline getiriliyor, ingiliz gibi bilim üretmeye çalışmaktan başka bişey yapmıyoruz haliyle geriyiz çünkü ingiliz değiliz.
Yarama parmak bastınız sayın gereksizyorumcu

Az içimi dökeyim bu konuda izninizle
Sene 85, Darüşşafaka Lisesinin sınavını kazanıp okula başladık. O zaman Darüşşafaka Lisesi, Türkiyedeki ilk özel parasız yatılı okul ve kolej eğitimi ve yurt dışından İngiliz/Amerikan öğretmen getirtip ders verdiren nadir okullardan. Türkiyenin belki ilk 10 okulunun arasında. Haftada "24 saat" İngilizce. 3 farklı İngilizce dersi + seçmeli İngilizce dersi
Klasik tek tip İngilizce dersi değil. Gramer ayrı ders, okuma ayrı ders, kelime bilgisi ayrı ders.
Artı Matematik, Fizik,Kimya, Biyolojiyi İngilizce görüyoruz. Hadi diğerleri neyse de Biyolojiyi İngilizce görmek , kabs görmekten farksız. Türkçesi bile insanın beynini döndürürken bir de İngilizce gör. Ama muazzam bir İngilizce eğitim var.
Ama gel gör ki, benim İngilizceye hiç hevesim yok. Velhasıl lise1 e kadar geldim, İngilizceden çaktım ve okuldan şutladılar.
Temelimi iyi almama rağmen, gramerimin de iyi olmasına rağmen yeni bir dil öğrenmeye karşı antipatim olduğundan bir dille bir insan olarak kaldım

Üniversitede, sırf İngilizce kaynakları araştırma derdi var diye, mastır bile yapmadım.
Program yazdım, 3 kuruşluk İngilizcem olduğu kadarıyla yetti.
Velhasıl,
dediğinize katılıyorum.
Ama şunu da savunuyorum.
İlerde akademisyen olmayı hedefleyenlerin mümkünse lisede iyi bir İngilizce eğitim alması , hatta bizim gibi, sayısal dersleri de İngilizce görmesi taraftarıyım.
Ama bu farkının , kültüründen ve değerlerinden uzaklaşmasına müsaade etmemesi gerektiğini de söylememiz gerekiyor.
ben bu yorumu nasıl kaçırdım ya hayretler içersindeyim
anadili Türkçe olan bir insan ingilizceyi nasıl ve neden sever? ingilizce bir eser mi ortaya koyuyorsunuz? ne bileyim şiir, roman vs? çünkü aksi durumda kimya ile uğraşmadığınız halde ben potasyumu çok seviyorum demek gibi bişey bu dediğiniz. berbat çevirilerden dolayı film ve dizileri ingilizce seyredebilirsiniz (bundan keyif alabilirsiniz) ya da daha büyük bir kaynağa erişmek için ingilizce kitaplar okuyabilirsiniz, ingiliz edebiyatını sevebilirsiniz ama bizatihi ingilizceyi nasıl seversiniz bunu anlayamadım.
mesela ben ingilizceye hiçbir duygu beslemiyorum ama hayatımın en verimli yıllarında bana bilimin dili olan ingilizceyi öğretmek yerine beni ingilizce düşünmeye zorlayan zihniyetten hep nefret ettim hatta tiksindim. evet malesef bizde böyle herşey amacından saptırıldığı gibi ingilizce de saptırılıyor. bilime ulaşma aracı olması gerekirken öğrencinin amacı haline getiriliyor, ingiliz gibi bilim üretmeye çalışmaktan başka bişey yapmıyoruz haliyle geriyiz çünkü ingiliz değiliz.
Hocam ama sizce bir şeyi öğrenmek için sevmek gerekmez mi? Ya da daha iyi öğrenmek için, tabi "İngilizce hayranı olalım" demiyorum, zaten bir dile hayran olmak saçma dil dildir sonuçta hayran olunacak bir tarafı yok ve arkadaşımızın kastettiği de "İngilizce hayranı olmak" değildi bence.