[Serkan A.]

Kafama takılan bir şey var. Sizin görüşleriniz nedir bu konuda.

Bir çok kişinin sorularınız çözüyoruz. Soruları çözüyoruz ama çözümlerle ilgili soru soran kişini hiç bir anlamamazlığı olmuyor mu? Soru çözdüğümüz konularda öğrenciler çözümler hakkıda şurası şöyle olmaz mı yada şurası neden böyle oldu gibi hiç soru sormuyor.

Yani biz o kadar iyi anlatarak mı çözüyoruz ki soruları öğrencilerin anlamadıkları hiç bir yer kalmıyor?

Yoksa öğrenciler sordukları soruların çözümlerine bakmıyor veya direk bir yere yazıp ödev çözümü olarak öğretmenlerine mi veriyor?

Bu konuda sürekli soru soranların bu konu altında cevap vermesini istiyorum. Diğer öğretmenlerimizinde görüşlerini bildirmelerini istiyorum.

[LoDoS]

Soru soranlar cok zeki hocam.Ama bir o kadar da unutkan.Donup arkasina bakip bir tesekkuR etmeden gidenlerden.Hic tanimadıginiz bir insan icin dakikalarinizi hatta saatlerinizi harciyorsunuz ama arkasindan bakip kaliyosunuz.Bazen de ayni soru baska bir forumda baska bir isimle yine soru isareti..Simdi cozum yazmak mi lazim oturup dusunmek mi?

[ömer_hoca]

Hocam, az sayıda olsa da "çözümü anlamadım" diye soran öğrenciler çıkıyor. Ayrıca, kanımca, forumdaki öğretmenlerin çoğu gayet güzel açıklamalı çözümler de yapmaktalar. Fakat sizin asıl altını çizdiğiniz konu (alıp aynen ödeve koplayanması konusu) zaten bildiğimiz bir gerçek değil mi?

[Serkan A.]

LoDoS, teşekkür konusunda bende çok hassasım. Bu şekilde bir çok sorusu çözülmüş ama hiç bir konuya teşekkürü bırak anlayıp anlamadığını yazmaya bile erinenler var. Bu kişileri sürekli banlıyorum (vaktimin bir çok kısmını kişileri incelemekle geçiyor) .

Bende sizin dedikleriniz yönünde hissettiğim için açmak istedim. Bizim burada öğrencilerin çözümler konusunda fikirlerini alabilmemiz gerekiyor. "Şöyle yapsam olur mu? ", "Burayı neden böyle yaptınız" gibi cevapların bazı çözümlerde gelmesi gelmesi gerekiyor. Yani karşılıklı etkileşim olmasını sağlamalıyız. Ancak bu şekilde öğrenme olduğunu anlayabiliriz.

Burada amacımız matematiği öğretmek ya da çözümler için bakış açısı kazandırmaktır.

[Melek12]

Geçen gün bir polinom sorusu sorulmuş. Soran kişi 10. sınıf.
Ben soruyu türev ile çözdüm. Ama soran kişi ben türev bilmiyorum demedi. Demek oluyor ki öğrenmek değil amaç.
__________________________________________
Ayrıca aynı kişi defalarca aynı konudan soru soruyor. Armut piş ağzıma düş. Aynı konudan sürekli soru soranları belirleyip sorularını çözmeye biliriz. Hazırcılığa alıştırmamış oluruz böylece.
___________________________________________
Elimden geldiğince soruları (çözebildiğim kadarıyla) çözmeye çalışıyorum. Ama geçen gün bir dayak yemediğim kaldı.
Soruyu soruyor sen uğraşıyorsun. Sonra bakmışsın soruyu değiştirmiş. Yine uğraşıyorsun. Bir bakmışsın yine değiştirmiş. Yine uğraşıyorsun yine... Bir karar ver artık soru hangisi dediğinde ise Senin problemin ne bayan diyor. Bunu Türkçe yazma tenezzülünde bile bulunmuyor. İngilizce yazıyor dalga geçer gibi. Lodosun dediği gibi hiç tanımadığın bir insana emek harcıyosun, zaman harcıyosun. Teşekkür etmeyi bırak, morelini bozuyor böyle.
Garip.

[3.141592653589]

sayın Admin'e, hocamlarıma ve diğer tüm soru çözen arkadaşlarıma katılıyorum.
ama bazıları " sağol" veya " nasıl çözdün?" yazıyor.

ama sanırım birçok öğrenci çözümü direk defterine yazarak ertesi gün okuldaki hocasına gösteriyor " hocam çözdüm." diye.
ama kendini bu tip kişiler kendilerini kandırıyor. sınavda soruyla başbaşa kalıyor. sonrada çay bahçesinde sevgilinin gözlerine bakar gibi dakikalarca soruyla bakışıyor. kopya çekiyor. gene kendini kandırıyor.
okul bitip hayata atılınca işyerinde soru karşısına çıkınca (benim karşıma birçok kez matematik/geometri soruları çıkdı ve çıkmayada devam edecektir.) işte o an golü yiyiyor. hayat: 1 insan :0

[gökberk]

Geçen gün bir polinom sorusu sorulmuş. Soran kişi 10. sınıf.
Ben soruyu türev ile çözdüm. Ama soran kişi ben türev bilmiyorum demedi. Demek oluyor ki öğrenmek değil amaç.
__________________________________________
Ayrıca aynı kişi defalarca aynı konudan soru soruyor. Armut piş ağzıma düş. Aynı konudan sürekli soru soranları belirleyip sorularını çözmeye biliriz. Hazırcılığa alıştırmamış oluruz böylece.
___________________________________________
Elimden geldiğince soruları (çözebildiğim kadarıyla) çözmeye çalışıyorum. Ama geçen gün bir dayak yemediğim kaldı.
Soruyu soruyor sen uğraşıyorsun. Sonra bakmışsın soruyu değiştirmiş. Yine uğraşıyorsun. Bir bakmışsın yine değiştirmiş. Yine uğraşıyorsun yine... Bir karar ver artık soru hangisi dediğinde ise Senin problemin ne bayan diyor. Bunu Türkçe yazma tenezzülünde bile bulunmuyor. İngilizce yazıyor dalga geçer gibi. Lodosun dediği gibi hiç tanımadığın bir insana emek harcıyosun, zaman harcıyosun. Teşekkür etmeyi bırak, morelini bozuyor böyle.
Garip.

Polinomu türevle çözdüğün kısma katılmıyorum, ben de 10. sınıfım hem okulda hem dersanede polinom sorularını çözmeye yetecek kadar türev öğrendim. Soruyu soran arkadaş da o kadar türev biliyor olabilir. Ama geri kalan kısımlarda hepinize katılıyorum. Çok büyük bir teşekkür eksikliği var

[Melek12]

Polinomu türevle çözdüğün kısma katılmıyorum, ben de 10. sınıfım hem okulda hem dersanede polinom sorularını çözmeye yetecek kadar türev öğrendim. Soruyu soran arkadaş da o kadar türev biliyor olabilir. Ama geri kalan kısımlarda hepinize katılıyorum. Çok büyük bir teşekkür eksikliği var

Biz 10. Sınıfta öğrenmediğimiz için (polinom sorusunu çözecek kadar) öyle söylemiştim. Öğrendiyseniz ne ala tabi. O zaman sözüm geri sözüm geri

[gereksizyorumcu]

aslında (zorunlu) ödev denen şey kalksa öğrencilerin de boşu boşuna ikiyüzlülük yapması gerekmeyecek.
öğrenciyken ödev yapmayı hiç sevmezdim ve mantığını da anlamazdım halen de anlayabilmiş değilim hele ki bu teknoloji çağında şunlar bi dahaki derse çözülecek demek öğrencinin zamanını çalmaktan başka bişey değil, her türlü kopya ortamı zaten mevcut. şunları çözerseniz iyi olur ama sorumlu değilsiniz derseniz bu konuyla ilgilenenler çözerse çözer ki isteksizce çözülen 1000 soru , isteksizce harcanan 1000 dakika yerine gönüllü olarak 1 dakika harcamak 1 soru çözmek daha iyidir.
şimdi bakıyorum bizim zamanımızdan da çok ödev veriliyor. okuldan geliyo çocuklar çantayı ertesi güne hazırlayana kadar uyku vakti gelmiş oluyo (çantalar da eşşek ölüsü). hocalarım duyun sesimizi artık , çocuklara bu kadar ödev vermeyin, bu kadar ders çalıştırtmayın.
yine geliyoruz müfredattaki şişkinliğe. temel bazı bilgiler herkese öğretilse yeter. bana göre bu temel dediğim şeyler mevcudun yarısından çok daha azdır. çocuklar bildiklerini iyi bilerek liseyi bitirebilseler sonrasında üniversitede ne kadar derine inilecekse inilse boşuna emek harcanmamış olur, verim de artar.

öğrencileri çok zorlayıp altından kalkamayacakları yük sırtlarına vuruluyor sonra da neden teşekkür etmiyolar neden okumadan anlamadan kopya çekip aynısını defterlerine yazıyolar diye yakınıyoruz. biz de öğrenci olduk, sonuçta birçok öğrenci burada sorduğu soruyu normalde kendisi çözmek ya da öğrenmek istemiyoki sadece bi zorunluluğu yerine getirmeyi amaçlıyor. çok görmemek lazım. aşırı suistimal ya da kötü niyet sezerseniz pas geçersiniz olur biter

[duygu95]

Hocam size %100 katılıyorum. Zorunlu ödev vakit kaybı mesela şu an edebiyattan araştırma ödevim olmasaydı ( Zaten bu araştırma bana can sıkıntısı dışında bir şey kazandırmıyor) soru çözecektim bana üni. sınavında daha faydası olurdu.