radyan 04:29 03 Şub 2013 #1
sinavkizi 03:12 04 Şub 2013 #2
Kkkkoç ffffazla hhhhırslı
svsmumcu26 03:18 04 Şub 2013 #3
Ben pek katılmıyorum bu gibi konuşmalara , fazla hırs iyi değildir bence motivasyondan çok endişeye çeker insanı
F-13 03:19 04 Şub 2013 #4
Sağol ama hiç ise yaramadı bende
Zeke93 03:22 04 Şub 2013 #5
Arkadaşlarıma katılıyorum aşırı motivasyon kesinlikle zararlı
svsmumcu26 03:26 04 Şub 2013 #6 Arkadaşlarıma katılıyorum aşırı motivasyon kesinlikle zararlı

Aşırı mativasyon demedik yahu

Hırs dedik hırs.
sinavkizi 03:28 04 Şub 2013 #7 F13, imzândaki sözün sâhibi ne anlatmak istemiş...
sanki fazla Pollyannaca oynamış rolünü
svsmumcu26 03:29 04 Şub 2013 #8
arkadaş justin bieber hayranıymış muhtemelen o hayaline karşılık yazılmıştır.
svsmumcu26 03:35 04 Şub 2013 #9
Çok hoşuma gtti ;
George Dantzig anlatıyor:
Berkeley’de California Üniversitesi Matematik Bölümü Öğrencisiydim. Her zaman ki gibi sınıfa geç girdim ve tahtadaki iki soruyu ev ödevi sanarak defterime geçirdim. O akşam, soruların üzerinde çalışırken bunun profesörün verdiği en zor ödev olduğunu düşündüm. Her gece, başaramasam da sırasıyla her iki problemin üzerinde saatlerce çalıştım. Birkaç saat sonra beynimde bir şimşek çaktı ve her iki problemi birden çözdüm. Ertesi gün cevapları okula götürdüm. Profesör, masanın üzerine bırakmamı söyledi. Masanın üzerinde kâğıttan bir tepe oluşmuştu. Benim kâğıdımın bunların arasında kaynayacağını düşünüp bir sıraya üzgünce oturdum. Altı hafta sonra bir Pazar sabahı kapının vurulmasıyla uyandım. Kapıda profesörü görünce dondum kaldım. “George! George!” diye bağırıyordu.’Problemi çözmüşsün’ dedi. ‘Tabi ki!’ diye cevap verdim. “Çözmem gerekmiyor muydu?” diye sordum.
Profesör, tahtaya yazılmış olan o iki problemin ev ödevi olmadığını, dünyanın önde gelen matematikçilerinin şimdiye kadar çözememiş oldukları iki ünlü problem olduğunu açıkladı. Birisi bana onların, iki ünlü çözülememiş iki problem olduğunu söyleseydi, sanırım onları çözmeyi denemezdim bile.
sinavkizi 03:36 04 Şub 2013 #10 Çok hoşuma gtti ;
George Dantzig anlatıyor:
Berkeley’de California Üniversitesi Matematik Bölümü Öğrencisiydim. Her zaman ki gibi sınıfa geç girdim ve tahtadaki iki soruyu ev ödevi sanarak defterime geçirdim. O akşam, soruların üzerinde çalışırken bunun profesörün verdiği en zor ödev olduğunu düşündüm. Her gece, başaramasam da sırasıyla her iki problemin üzerinde saatlerce çalıştım. Birkaç saat sonra beynimde bir şimşek çaktı ve her iki problemi birden çözdüm. Ertesi gün cevapları okula götürdüm. Profesör, masanın üzerine bırakmamı söyledi. Masanın üzerinde kâğıttan bir tepe oluşmuştu. Benim kâğıdımın bunların arasında kaynayacağını düşünüp bir sıraya üzgünce oturdum. Altı hafta sonra bir Pazar sabahı kapının vurulmasıyla uyandım. Kapıda profesörü görünce dondum kaldım. “George! George!” diye bağırıyordu.’Problemi çözmüşsün’ dedi. ‘Tabi ki!’ diye cevap verdim. “Çözmem gerekmiyor muydu?” diye sordum.
Profesör, tahtaya yazılmış olan o iki problemin ev ödevi olmadığını, dünyanın önde gelen matematikçilerinin şimdiye kadar çözememiş oldukları iki ünlü problem olduğunu açıkladı. Birisi bana onların, iki ünlü çözülememiş iki problem olduğunu söyleseydi, sanırım onları çözmeyi denemezdim bile.
bunu biliyordum, bir daha beğeniyle okudum