Geçenlerde kitabını karıştırırken gözüme ilişti. Hikaye aynen şöyle:
"15 yıl önce lisedeydim (kitap 2009 basımı, şimdi o 19 oldu) Türev dersindeydik. Çok sevdiğim hocam o gün fıkramsı bir şey anlatmıştı. Çok güldüğümüz söylenemez ama hiç birimiz o gün anlattıklarını unutmadık. Hani derler ya mühim olan gülerken düşündüren fıkradır diye, onun gibi bir şey. Aktaralım:
Bir gün tüm fonksiyonlar toplanmış, pikniğe gitmişler. x², x³+5, √x, lnx, ex, tanx,... Ne kadar fonksiyon biliyorsan hepsi... Havadan sudan sohbet filan derken karınları acıkmış, mangal yakalım demişler. İçlerinden birini çalı çırpı toplasın diye ormana yollamışlar. Ormana giden fonksiyon birazdan bağıra çağıra geri gelmiş:
- Kaçııın, türev operatörü geliyor, hepimizin türevini alacak!
Tüm fonksiyonlar çil yavrusu gibi dağılmışlar. Fakat içlerinden bir tanesi bana mısın demiyormuş. En yaşlı fonksiyon onun yanına varmış.
- Evladım duymadın mı, türev operatörü geliyormuş, kaç, kurtar kendini!
Ne cevap verse beğenirsiniz:
- Gelirse gelsin, bana bir şey olmaz. Ben ex'im!
Günler geçti. Ben de öğretmen oldum. Ama ben aynı fıkrayı anlatmıyorum. Fıkrayı değiştirdim. Ortasından tekrar alıyorum:
- Kaçııın, türev operatörü geliyor, hepimizin türevini alacak!
Tüm fonksiyonlar çil yavrusu gibi dağılmışlar. Sadece bir tanesi istifini bozmamış. Türev operatörü bunun yanına gelmiş:
- Demek sen kaçmadın ha, şimdi senin türevini alayım da gör!
Bunun üzerine, oturan fonksiyon hafifçe yerinden kalkarak,
- Sen bu işlerde yenisin herhalde, görmüyor musun, ben ex'im!
Bunu duyan operatör hiddetle:
- Sana x'e göre türev alacağımı kim söyledi ki?
demiş ve ex'i afiyetle sıfır yapmış."