sinavkizi 18:10 31 May 2012 #1
duygu95 18:16 31 May 2012 #2
Öğretmen maaşları ve
M. Kemal Atatürk diyor ki!
Meclis'de vekil maaşları münakaşa ediliyor. Devrin Maliye vekili Gümüşhane
meb'usu Hasan Fehmi Bey (Ataç) o tarihlerdeki adı ve ünvânı ile Mustafa Kemâl Paşa'ya soruyor, diyor ki, "Paşam vekil maaşlarını tanzim edeceğiz; ne kadar verelim?"
Paşa düşünüyor ve şöyle cevap veriyor:
-Muallim maaşlarını geçmesin!
...
Peki ya şimdi ?
Serkan A. 18:22 31 May 2012 #3
sinavkizi çok teşekkürler paylaşım için. Öğretmenimin ellerinden öpüyorum.
sinavkizi 00:44 01 Haz 2012 #4
Ben teşekkür ederim.
Sizler bizlersiz amaçsızsanız, bizler sizlersiz "anlamsısız"...
gereksizyorumcu 02:00 01 Haz 2012 #5
tartışmaya böyle girmek istemem ama öğretmenlerin ortalama bi memurdan çok daha az çalıştığı gerçek (gerçi ortalama bi memur zaten kaytarmaktan çalışmaya vakit bulamıyor, Allah hakkıyla çalışanlardan razı olsun kaytaranlaraysa hakkım haram olsun)
verilen linkteki bir hocamızın durumundan yola çıkılması ise garip değil mi sizce de? bahsi geçen öğretmenimiz mesleğinin zorluklarını mı yaşamıştır yoksa coğrafyanın zorluklarını mı? o bölgedeki polis memuru hatta fabrikatör çok rahattır da canım öğretmenim mi zorluk çekmektedir? ortalama bi öğretmenin haftalık iş yükü nedir (seneye yayınız) , ortalama bi hakimin iş yükü nedir? lütfen birbirimizi kandırmayalım öğretmenlik çok değerli ve kutsal bi meslektir ama linkte bahsedildiği kadar zor icra edilen, zor olunan bir meslek değildir ve doğal olarak da ücreti yüksek değildir. (emre belözoğlu olmak zordur dolayısıyla da ücreti yüksektir , yeterince açık sanırım)
bir diğer nokta da milletvekili maaşları. arkadaşlar bıkmadık mı bunu tartışmaktan? bıkmadık mı bu adamların emekliliğini tartışmaktan?
önce maaş açıklaması yapalım;
kendi öz geliri olmayan çalmayan çırpmayan Ankara, İstanbul harici bir ilin milletvekili ayın sonunu getiremez bundan emin olun. seçim bölgesinden gelen ziyaretçilere (sadece tedavi olmak için gelenlere bile) harcadığı para ortalama bi memur maaşından fazladır. milletvekilliği ülkenin geleceğini doğrudan etkileyen bi mevkidir. birkaç tanesini satın alırsanız atıyorum bu ülke tren yerine saçma sapan otoyol yatırımlarına yönelebilir, hatta transferlerle hükümeti düşürebilirsiniz (bunlar yapıldı). öğretmenlerin bu kadar keskin bi etkisi yoktur, bi öğretmen en fazla 100 çocuğa kötü eğitim verir, kabul çok önemli ama milletvekiliyle kıyaslanabilir mi?
bana kalsa milletvekili maaşları daha da fazla olmalı (korkmayın sayıları az olduğundan toplamda küçük bi bütçe kalemi oluyor) ki daha az sayıda milletvekili yolsuzluğa yönelsin. gerçi basın merkez bankası başkanının, kötü niyetle faizi 0,25 puan yüksek tutarak ülkeyi gelmiş geçmiş ve gelecek tüm başkanların maaşından fazla zarara uğratabilecek kişinin, maaşını da tartıştı.
emeklilik konusuna geçelim.
siz namuslu bir vatandaşsınız (tüm insanların ve hatta milletvekillerinin bile böyle olduğunu varsaymalıyız). marjinal bir partiden ya da boşverin iktidar partisinden milletvekilli olmak için işinizi gücünüzü bıraktınız, oldunuz da. fikirleriniz var söylüyorsunuz, artık bu işin sonunda bir güvenceniz yoksa hüsrana uğrayabilirsiniz. mesela ben siyasi görüşlerime ters düştüğü için eski bir BDP milletvekiliyle ticari ilişkiye girmek istemem. ya da üniversitedeki kürsüsünü bırakıp milletvekili olmuş bi hoca için vekillikten sonra hiçbişey aynı olmaz, farklı siyasi görüşleri olanlar için cezaevinden çıkan biri gibi görülürler (ufuk uras ı düşünün).
neyse işte tam anlatamadım ama yine de farklı bi açıdan bakmanızı sağladığını düşünüyorum.
memur maaşlarına verilen zammı ise neden ikide bir tartışıyoruz anlamıyorum. TÜİK enflasyon verilerini açıklıyor , atıyorum enflasyon %6 mı oldu bunun civarında bi zam verilir. mesela işler normal mi gidiyor verirsin %8 , işler muhteşem ufukta hiçbir kriz belirtisi ve enflasyon tehdidi yok mu verirsin %12 , kriz beklentisi mi var verirsin %4 , kriz mi çıktı kesinti yaparsın (bknz yunanistan)
bu zamlar verilirken de düşük maaşlıya biraz daha fazla yüksek maaşlıya da biraz daha az verirsin. şimdi çıkıp kimse benim enflasyonum %6 değil demedin , evet senin enflasyonun %6 değil , o hepimizin enflasyonu. sen sigara içiyorsan ve sigaraya zam gelmişse senin enflasyonun %20 bile olabilir.
Faruk 02:42 01 Haz 2012 #6
Bu devirde insanlara tonlarca elmas da versen genel olarak tatmin olmadıkları için bu ve bunun gibi tartışmaların sonunu görmüyorum. Hayatında tek emeli Allah rızası olan kimse eline ne geçerse kanaat eder ve keyfi harcamaların yerine Allah rızası için harcar. Bu kişi itiraz etmez. Örneğin aylık geliri 1000-1500 lira olan fakat hayatını Allah rızasına göre yaşamak için uğraşan bir kişi her ay maaşından 200 lira diyelim (ki insan istese bunu daha da arttırabilir.) Allah rızası için yardım etse, aylık kazancı trilyonlar olan bir kimse ömür boyu keyfine, eğlenceye harcasa ve hiç bir zaman Allah rızası için yardımda bulunmasa(Bazıları hayırsever olduklarını zannediyorlar fakat unutmayın ki her bağış yapan Allah rızası için yapmıyor.) o aylık geliri düşük olan adamın yaptığı bağışlar o zengin adamın ne yapabilip de yapamadığı şeyleri yaptığını gösterir(Bu durumda zengin adam ne kadar utansa boş.). Yani günümüzde belki çoğu insan için önemlidir para. Fakat mezara sokamayacağı şeye insanın bu kadar önem vermesi ne kadar garip. Açlıktan ölen bir öğretmen(tüm meslekler için geçerli) yoksa sorun yoktur. Fakat açlıktan ölen fakir insanlar varsa bu ciddi problemdir. Vesselam.
Serkan A. 02:52 01 Haz 2012 #7
Sabri hocam, yazınızın hepsini okumaya tahammül edemedim. Çok emek vermişsiniz ama.
Burada karşılaştırma yapılacaksa benzer statüdekilerle karşılaştırma yapmak kaydıyla günde 6 saate giren bir öğretmen 240 dk boyunca bir fiil çalışmaktadır. Bu kadar fiili iş yapan devlet memuru azdır.
Geriye kalan 180 maddelik evrak ve toplantı işlerini buraya copy/paste yapmak istemiyorum. Bizim yaptığımız evrak işleri bir memurun yaptığı evrak işlerini bile yarısı yapar.
Halden anlamak için "daldan düşmek" gerekiyor.
gereksizyorumcu 03:13 01 Haz 2012 #8
hocam şimdi ortalama bi öğretmenin gişede duran hakkıyla çalışan ortalama bir tahsil memurundan fazla/yoğun çalıştığını mı iddia ediyorsunuz?
ortalama (ne çok kullnıyorum bu kelimeyi, örnek ayakkabısına ölüm tehdidi bırakılan öğretmen olunca mecburen tabi) bir öğretmen günde yine ortalama 6 saat derse mi girmektedir? bi müzik öğretmeni için bu tam 15 değişik sınıf eder. dersteki konsantrasyonunuzun tapuda milyonluk bilgilerin kaydını yapan ve yine hakkıyla çalışan ortalama memurun konsantrasyonundan fazla olduğunu nerden çıkarıyorsunuz? arada hadi Alican sayfa 57 yi aç ve oradaki metni oku diyen öğretmenin bu bilfiil çalışma eylemi devam etmekte midir?
hocam her insan fıtrat gereği kendisine daha iyisini ister, başkalarının yaptıkları hep onlara kolay kendi yaptıkları ise zordur. bence bu meselede "daldan düşmek" doğru bi tespit değil. öğretmen olmadığım gibi memur da değilim, bence benim gözlemlerim bir öğretmeninkinden daha geçerlidir.
Serkan A. 03:50 01 Haz 2012 #9
çok yanılıyorsunuz. hala farazi, yıllar önceki okuldan hatırladıklarınızla yorumlar yapıyorsunuz. Kim aç oku diyor. Biz okuyoruz artık o devir çoktan geçti.
Artık ödevleri öğrenci tek başına yapmak zorunda değil örneğin. öğretmenle ortak yapılacak (uygulamayan öğretmenler olabilir).
Siz eskiden hiç bir öğretmenin veli ile davalık olduğunu duydunuz mu? Haşır neşir olduğumuz bir okulda birbirinden bağımsız olaylarda 6 öğretmen davalık. Çoğu neden biliyormusunuz. Öğrencileri paylamaktan.
Ayrıca olay konsantrasyon olayı değil fiili iş yapma süresi. Ayrıca; örneğin, ortalama memurların hiç birisi bir matematik öğretmeni kadar konsantre olması gerekmez.
Daha konusunu bile açmadığım en önemli mevzu psikolojik zorluklar ve alakalı olduğu mobbing yönü var. O öğretmenin yaşadıklarının çoğu kırsal zorluklar. O zorluklar şehir okullarındaki zorlukların yanından bile geçemez.
Elma olmanın nasıl bir his olduğunu anlamak için elmayı görmüş ya da yemiş olmak hiç bir zaman elma olma hissini vermez.
Süleyman Oymak 13:07 01 Haz 2012 #10
''gereksizyorumcu'' yazınız uzadıkça saçmalama miktarı da artmış.
Öğretmen olmadığına göre içinde bulunmadığın meslek grubunun yaptıklarını bu kadar küçük görmen bağışlanamaz.
Öğretmenlerin emeklerini küçümseyip, saygı duymayan kişinin düşüncelerine saygı duyamam.