"Ama ben;
Darıldım.
Barışacak diye beklemeyin. "
Devleti sömüren öğretmenler / Gündelik Yaşam / Milliyet Blog
"Ama ben;
Darıldım.
Barışacak diye beklemeyin. "
Devleti sömüren öğretmenler / Gündelik Yaşam / Milliyet Blog
Öğretmen maaşları ve M. Kemal Atatürk diyor ki!
Meclis'de vekil maaşları münakaşa ediliyor. Devrin Maliye vekili Gümüşhane meb'usu Hasan Fehmi Bey (Ataç) o tarihlerdeki adı ve ünvânı ile Mustafa Kemâl Paşa'ya soruyor, diyor ki, "Paşam vekil maaşlarını tanzim edeceğiz; ne kadar verelim?"
Paşa düşünüyor ve şöyle cevap veriyor:
-Muallim maaşlarını geçmesin!
...
Peki ya şimdi ?
sinavkizi çok teşekkürler paylaşım için. Öğretmenimin ellerinden öpüyorum.
Ben teşekkür ederim.
Sizler bizlersiz amaçsızsanız, bizler sizlersiz "anlamsısız"...
tartışmaya böyle girmek istemem ama öğretmenlerin ortalama bi memurdan çok daha az çalıştığı gerçek (gerçi ortalama bi memur zaten kaytarmaktan çalışmaya vakit bulamıyor, Allah hakkıyla çalışanlardan razı olsun kaytaranlaraysa hakkım haram olsun)
verilen linkteki bir hocamızın durumundan yola çıkılması ise garip değil mi sizce de? bahsi geçen öğretmenimiz mesleğinin zorluklarını mı yaşamıştır yoksa coğrafyanın zorluklarını mı? o bölgedeki polis memuru hatta fabrikatör çok rahattır da canım öğretmenim mi zorluk çekmektedir? ortalama bi öğretmenin haftalık iş yükü nedir (seneye yayınız) , ortalama bi hakimin iş yükü nedir? lütfen birbirimizi kandırmayalım öğretmenlik çok değerli ve kutsal bi meslektir ama linkte bahsedildiği kadar zor icra edilen, zor olunan bir meslek değildir ve doğal olarak da ücreti yüksek değildir. (emre belözoğlu olmak zordur dolayısıyla da ücreti yüksektir , yeterince açık sanırım)
bir diğer nokta da milletvekili maaşları. arkadaşlar bıkmadık mı bunu tartışmaktan? bıkmadık mı bu adamların emekliliğini tartışmaktan?
önce maaş açıklaması yapalım;
kendi öz geliri olmayan çalmayan çırpmayan Ankara, İstanbul harici bir ilin milletvekili ayın sonunu getiremez bundan emin olun. seçim bölgesinden gelen ziyaretçilere (sadece tedavi olmak için gelenlere bile) harcadığı para ortalama bi memur maaşından fazladır. milletvekilliği ülkenin geleceğini doğrudan etkileyen bi mevkidir. birkaç tanesini satın alırsanız atıyorum bu ülke tren yerine saçma sapan otoyol yatırımlarına yönelebilir, hatta transferlerle hükümeti düşürebilirsiniz (bunlar yapıldı). öğretmenlerin bu kadar keskin bi etkisi yoktur, bi öğretmen en fazla 100 çocuğa kötü eğitim verir, kabul çok önemli ama milletvekiliyle kıyaslanabilir mi?
bana kalsa milletvekili maaşları daha da fazla olmalı (korkmayın sayıları az olduğundan toplamda küçük bi bütçe kalemi oluyor) ki daha az sayıda milletvekili yolsuzluğa yönelsin. gerçi basın merkez bankası başkanının, kötü niyetle faizi 0,25 puan yüksek tutarak ülkeyi gelmiş geçmiş ve gelecek tüm başkanların maaşından fazla zarara uğratabilecek kişinin, maaşını da tartıştı.
emeklilik konusuna geçelim.
siz namuslu bir vatandaşsınız (tüm insanların ve hatta milletvekillerinin bile böyle olduğunu varsaymalıyız). marjinal bir partiden ya da boşverin iktidar partisinden milletvekilli olmak için işinizi gücünüzü bıraktınız, oldunuz da. fikirleriniz var söylüyorsunuz, artık bu işin sonunda bir güvenceniz yoksa hüsrana uğrayabilirsiniz. mesela ben siyasi görüşlerime ters düştüğü için eski bir BDP milletvekiliyle ticari ilişkiye girmek istemem. ya da üniversitedeki kürsüsünü bırakıp milletvekili olmuş bi hoca için vekillikten sonra hiçbişey aynı olmaz, farklı siyasi görüşleri olanlar için cezaevinden çıkan biri gibi görülürler (ufuk uras ı düşünün).
neyse işte tam anlatamadım ama yine de farklı bi açıdan bakmanızı sağladığını düşünüyorum.
memur maaşlarına verilen zammı ise neden ikide bir tartışıyoruz anlamıyorum. TÜİK enflasyon verilerini açıklıyor , atıyorum enflasyon %6 mı oldu bunun civarında bi zam verilir. mesela işler normal mi gidiyor verirsin %8 , işler muhteşem ufukta hiçbir kriz belirtisi ve enflasyon tehdidi yok mu verirsin %12 , kriz beklentisi mi var verirsin %4 , kriz mi çıktı kesinti yaparsın (bknz yunanistan)
bu zamlar verilirken de düşük maaşlıya biraz daha fazla yüksek maaşlıya da biraz daha az verirsin. şimdi çıkıp kimse benim enflasyonum %6 değil demedin , evet senin enflasyonun %6 değil , o hepimizin enflasyonu. sen sigara içiyorsan ve sigaraya zam gelmişse senin enflasyonun %20 bile olabilir.
Bu devirde insanlara tonlarca elmas da versen genel olarak tatmin olmadıkları için bu ve bunun gibi tartışmaların sonunu görmüyorum. Hayatında tek emeli Allah rızası olan kimse eline ne geçerse kanaat eder ve keyfi harcamaların yerine Allah rızası için harcar. Bu kişi itiraz etmez. Örneğin aylık geliri 1000-1500 lira olan fakat hayatını Allah rızasına göre yaşamak için uğraşan bir kişi her ay maaşından 200 lira diyelim (ki insan istese bunu daha da arttırabilir.) Allah rızası için yardım etse, aylık kazancı trilyonlar olan bir kimse ömür boyu keyfine, eğlenceye harcasa ve hiç bir zaman Allah rızası için yardımda bulunmasa(Bazıları hayırsever olduklarını zannediyorlar fakat unutmayın ki her bağış yapan Allah rızası için yapmıyor.) o aylık geliri düşük olan adamın yaptığı bağışlar o zengin adamın ne yapabilip de yapamadığı şeyleri yaptığını gösterir(Bu durumda zengin adam ne kadar utansa boş.). Yani günümüzde belki çoğu insan için önemlidir para. Fakat mezara sokamayacağı şeye insanın bu kadar önem vermesi ne kadar garip. Açlıktan ölen bir öğretmen(tüm meslekler için geçerli) yoksa sorun yoktur. Fakat açlıktan ölen fakir insanlar varsa bu ciddi problemdir. Vesselam.
Sabri hocam, yazınızın hepsini okumaya tahammül edemedim. Çok emek vermişsiniz ama.
Burada karşılaştırma yapılacaksa benzer statüdekilerle karşılaştırma yapmak kaydıyla günde 6 saate giren bir öğretmen 240 dk boyunca bir fiil çalışmaktadır. Bu kadar fiili iş yapan devlet memuru azdır.
Geriye kalan 180 maddelik evrak ve toplantı işlerini buraya copy/paste yapmak istemiyorum. Bizim yaptığımız evrak işleri bir memurun yaptığı evrak işlerini bile yarısı yapar.
Halden anlamak için "daldan düşmek" gerekiyor.
hocam şimdi ortalama bi öğretmenin gişede duran hakkıyla çalışan ortalama bir tahsil memurundan fazla/yoğun çalıştığını mı iddia ediyorsunuz?
ortalama (ne çok kullnıyorum bu kelimeyi, örnek ayakkabısına ölüm tehdidi bırakılan öğretmen olunca mecburen tabi) bir öğretmen günde yine ortalama 6 saat derse mi girmektedir? bi müzik öğretmeni için bu tam 15 değişik sınıf eder. dersteki konsantrasyonunuzun tapuda milyonluk bilgilerin kaydını yapan ve yine hakkıyla çalışan ortalama memurun konsantrasyonundan fazla olduğunu nerden çıkarıyorsunuz? arada hadi Alican sayfa 57 yi aç ve oradaki metni oku diyen öğretmenin bu bilfiil çalışma eylemi devam etmekte midir?
hocam her insan fıtrat gereği kendisine daha iyisini ister, başkalarının yaptıkları hep onlara kolay kendi yaptıkları ise zordur. bence bu meselede "daldan düşmek" doğru bi tespit değil. öğretmen olmadığım gibi memur da değilim, bence benim gözlemlerim bir öğretmeninkinden daha geçerlidir.
çok yanılıyorsunuz. hala farazi, yıllar önceki okuldan hatırladıklarınızla yorumlar yapıyorsunuz. Kim aç oku diyor. Biz okuyoruz artık o devir çoktan geçti.
Artık ödevleri öğrenci tek başına yapmak zorunda değil örneğin. öğretmenle ortak yapılacak (uygulamayan öğretmenler olabilir).
Siz eskiden hiç bir öğretmenin veli ile davalık olduğunu duydunuz mu? Haşır neşir olduğumuz bir okulda birbirinden bağımsız olaylarda 6 öğretmen davalık. Çoğu neden biliyormusunuz. Öğrencileri paylamaktan.
Ayrıca olay konsantrasyon olayı değil fiili iş yapma süresi. Ayrıca; örneğin, ortalama memurların hiç birisi bir matematik öğretmeni kadar konsantre olması gerekmez.
Daha konusunu bile açmadığım en önemli mevzu psikolojik zorluklar ve alakalı olduğu mobbing yönü var. O öğretmenin yaşadıklarının çoğu kırsal zorluklar. O zorluklar şehir okullarındaki zorlukların yanından bile geçemez.
Elma olmanın nasıl bir his olduğunu anlamak için elmayı görmüş ya da yemiş olmak hiç bir zaman elma olma hissini vermez.
''gereksizyorumcu'' yazınız uzadıkça saçmalama miktarı da artmış.
Öğretmen olmadığına göre içinde bulunmadığın meslek grubunun yaptıklarını bu kadar küçük görmen bağışlanamaz.
Öğretmenlerin emeklerini küçümseyip, saygı duymayan kişinin düşüncelerine saygı duyamam.
hocam ben fikirlerimi söylüyorum, saçmaladığımı düşünmekte özgürsünüz. öğretmenlik mesleğine saygı duymadığımı nereden çıkardınız anlayamadım. ben sadece yapılan işin kutsal , önemli olduğunu ama linkte yapılan ajitasyonla alakasının olmadığını ve görece daha az iş yükü olan memuriyetlerden biri olduğunu söyledim. fikirlerime katılmak zorunda değilsiniz.
sizler olayın taraflarısınız. ortaya 5000 lira koyulsa bir öğretmen bir de doktordan bu parayı iki kişiye maaş olarak bölüştürmesi istense kaç öğretmen doktor benden daha çok almalı diyip ona daha fazla verir? kaç doktor çıkıp öğretmenden iki katfazla alacak iş yapmıyorum ona da en az 2000 lira vermeliyim der?
kaba bi örnek olacak ama insan psikolojisini ortaya koymaya yardımcı olması açısından şöyle diyeyim,
bakın biz inşaat/taahhüt işleriyle uğraşıyoruz, bir binada fayansçı, su tesisatçısı ve boyacı çalışıyor. hepsi diğerine bakıyor ve tek düşündükleri kendi işlerinin en zor ve yorucu olanı, diğerleri ise iki tık tık yapıpta para kazanan insanlar olduğu.ben bu yaşıma kadar yaptığım iş falancanın işinden kolay ama aldığım para da fazla diyerek vicdan muhasebesi yapan birine rastlamadım.
evet hocam ortada 5000 lira var, bir polisle bir öğretmene bunu kendi adaletinize göre dağıtınız lütfen. maalesef pasta bu kadar, pastamız büyüdükçe hepimiz işimizin grçek karşılığı olan insanca ücretleri alacağız zaten.
Sabri hocam hala yanlış bakıyorsunuz olaya. Kimse doktorla ve polis karşılaştıramaz, karşılaştırmıyor. Özel sektörle karşılaştırmaktan bahsedemeyiz bile.
10 yıllık öğretmenim 1750 tl alıyorum. 10 polis 3.000 liradan aşağı ve 10 yıllık doktor 5000 liradan aşağı almıyor.Bu memurluklarla karşılaştırmak abestir.
Daha önce bahsettiğim gibi ortalama bir memur ile karşılaştırıyor şu an öğretmenler.
Ayrıca en çok yakınılan nokta ise şudur: MEB de öğretmenler haricindeki tüm memurlara denge tazminatı olarak 150 ila 900 tl arası ek ödeme aldılar (normal memurdan müsteşara kadar).
belirttiğiniz öğretmen maaşı ek ders vs ücretleri hariç, doktorunki de bilimum döner sermaye gelirleri dahil (hala alıyolar mı bilmiyorum) tutarlardır. aksi gerçekten büyük bir fark. burada bikaç doktoru da dinlemek isterdim bu rakamlara kimbilir nasıl itiraz ederlerdi.
benim ne demek istediğim oldukça açık aslında. ortalama bir öğretmen haftada 20 saat mi derse giriyor bu artık günlük ders miktarını arttırarak mı yoksa yazın da çalışılmasını sağlayan bir uygulamayla mı yapılır bilmem 30 saate falan çıkarılır ve bu da maaşlara ek ders ücreti gibi değil de %50 ye yakın bi şekilde yansıtılmalı, aksi halde 12-13 saat derse girip 2000 lira maaş beklemek ortadaki pastanın büyüklüğüne yani ülke gerçeklerine uygun değil.
sayılarla konuşalım ortalama bir öğretmen sene boyunca kaç saat derse girmektedir? devlette çalışmanın yanında dershane veya özel okulda da paralel çalışma, özel ders verme imkanları nedir?
bir de kusura bakmayın şimdi tüm memurları karşıma alcam ama yazmazsam olmaz. bu memuriyetlere girerken herkesin kafasında devlete kapağı atayım zihniyeti bi köşede vardır , türlü torpiller ararlar, türlü dershanelere giderler kpss sınavına hazırlanırlar hatta daha lisede bunun planını yapıp üniversiteye ona göre gidilir ama sanki kurallar sonradan değişmiş devlet başlangıçta taahhüt ettiği maaşı ve özlük haklarını vermemiş gibi davranırlar. bence tüm memurlar devlete (yani benim verdiğim vergiye) yükleneceğine atıyorum öğretmene %5 zam yapılırken doktora %15 zam yapılarak başlangıçtaki koşulların makul bir sebep olmaksızın ve kamuoyu ikna edilmeksizin değiştirilmesine ses çıkarmalıdır ama ne gariptir ki böyle olmuyor. mesela ben bir vergi mükellefi olarak herhangi bir memura enflasyon/büyüme değerleriyle uyuşmayan zamlar yapılmasına , 10 kişinin yapabileceği işi 20 kişinin yapmasına falan karşıyım. Türkiye (yani ben) %8 büyürken belediyedeki harita mühendisi %8 yerine %12 zam alsın diye neden yapı ruhsat harçları %13 zamlansın?
yapı ruhsat harçlarına baktımda haklısınız %13 zam gelse bende şikayet ederdim memura zam konusunda bir vergi mükellefi olarak:)
linkyeki yazıyı okudum, burada pek bu konularda fikir belirtmiyorum eninde sonunda bu tarz konular (bu tartışmada olduğu gibi pasta paylaşımı) siyasetin alanına giriyor şuana kadarda genel olarak herkes bu konuya özen gösterdi(benim için sakıncası yok ama matematikten keyif almak dururken ne gerek var,özen gösterildiğine görede herkesin burada matematik yapmaktan keyif aldığı anlaşılıyor)
bu yüzden yeni bir yorum yapmak istemiyorum ama bende yazmassam çatlarım sabri bey biraz tepki gördüyse bir öğretmen olarak aynı görüşleri paylaşıyorum desem sayın admin herhalde beni banlar:)
nasılsa banlanacam aradan öğretmenliğin kutsal bir meslek falan olduğunu düşünmediğimide belirtip sabri beyede bu konuda katılmadığımı söylemek isterim
herkese iyi çalışmalar...
Sabri bey, ben sadece 1750 lira alıyorum. Branş öğretmenleri çok az ek ders bulabilmektedir ilköğretimlerde. Bir öğretmen 30 saat (en fazla) derse girdiğinde ek olarak 450 lira para almaktadır. 10 yıl öğretmenliğinde sadece 3 sene bu şekilde aldım. Onun haricinde aldıkların ayda 200 lirayı geçmemiştir ortalama.
Ayrıca burada istenen 200-300 lira değildir. Burada öğretmenin az iş yaptığını iddia edilmesidir. Siz bir öğretmenin ne kadar ve ne değerde çalıştığını hiç bir zaman bilemeyeceksiniz. Sadece derse girmek değildir öğretmenlik. 180 maddelik yaptığımız iş listesini inatla buraya yapıştırmıyorum.
Ayrıca bu yazıyı okuyan insanların bilgilendirmek için yazayım.
Bugün maliye bakanı memura enflasyon farkı 2,7 artı %4 artı %4 toplam %11 zam yaptık diyor. Birilerinin dediğine inanacak olsak çoktan aç kalmıştık. %2,7 enflasyon farkı geçen senenin farkıdır. Bu sene ile alakası yoktur. Ayrıca %4+%4≈%6 yapmaktadır %8 değil.
Bu sene verilen zam %6 dır.
Ayrıca aeturk hocam sizi banlayacağımı düşünmemelisiniz. Keyfi olarak görünen banlamalar, verilen dakikalarca emeğe bir teşekkürü çok gören öğrenciler için geçerlidir.
Ayrıca bu videoda öğretmenliği hiçe sayan arkadaşlara gelsin.
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır". (Hz. Ali)
Olaya bakış açısı önemli. Olanla yetinmek ile dini bağdaştırıp dini siyasete oyuncak ettikleri için sesini çıkarmayan, konuşmayan insanlar olmadık mı sanki...
Hangimiz kabul ederiz açlıktan ölmeyecek kadar mal-mülk sahibi olup kalanını bırakmayı? Kabul ediyorsak bunu hep yapmamız gerekirdi zaten. Nefsin "hep daha, hep daha" diye sayıkladığı bâriz. Şu anki öğretmen maaşıyla -belki zorlanır- bazen ayın sonunu zor getirir- açlıktan ölenini görmüş değiliz ama bu demek midir ki ortada "sorun yoktur"? Meseleye kendi açımızdan baktıkça objektif olamayacağız. Kimseyi inançlılık-inançsızlık ile değerlendirmiyorum ama biri öte dünyaya inanıyordur ve kıt-kanaat ile geçinmekten sıkıntı duymaz, "buna da şükür, ya bu da olmasaydı?" der; mal-mülk-dünya yalan der, böyle yaşar. İnanan için dünya yalandır, ama inanmayan için her şey! Asıl bu aldatmaca, asıl bu insanların haklarını horgörü, asıl bu insanların emeklerini küçümsemedir HAK'sızlık. Bahsettiğin Hak, asıl buna rızâ göstermez, sadece mala mülke sevdalı olmaya değil...
Selametle.
hocam konuyu neden hep buu noktaya çekiyosunuz? kimse öğretmenliği hiçe saymıyor, benim ekonomik modelimde yıllık efektif çalışma saati görece düşük olan öğretmenlerin çok maaş almasının yerli ne yazıkki yok. eğer maaşın arttırılması isteniyorsa yıllık çalışma süreleri bi şekilde arttırılmalı mesela 6 öğretmen haftada 18 saat çalışacağına 4 öğretmen 27 saat çalışmalı ve o iki öğretmenin maaşını da almalılar.
180 kalem meselesi ise her meslek grubu tarafından üretilebilir. en az çalıştığını düşündüğünüz grubun eline bi kağıt kalem verin meslekleri ne kadar meşakkatli yazıverirler. bi ara müteahhitlerin böyle bi sözü vardı
"inşaat sektörü sayesinde 200 bilmem kaç kalem iş dalı doğrudan ekmeğini kazanıyor" , hangi toplantılarına gitseniz buna benzer bir cümle muhakkak sarfedilir, ardından gereken cümle de genelde devlet bize sahip çıksın şeklindedir. listeyi inceleseniz 2.000.000 lık ortalama bi inşaatta 20 liralık bir ağırlığı olan boyanın sıvanın ayrımını yapmaya yarayan kağıt bant bile yazılmış.
zam konusunda ise bir matematik öğretmeni böyle söyleyecekse hesap kitaptan daha az anlayacağını varsaydığımız edebiyat öğretmeninin neler söyleyeceğini düşünemiyorum. hem %2.7 geçen senenin enflasyon farkı diyosunuz hem de bu yılki zammı toplam ücretin ortalamasına gelen toplam fark üzerinden değerlendiriyorsunuz. %6 yı bırakalım %4+%4 yerine tek seferde senenin başında alacağınız %7 lik zam bile çok geridedir. ayrıca zammı peşin yaşarken enflasyon bu verilen zammın süresi olan 6 ay boyunca kademeli olarak gerçekleşecektir. kimse enflasyon her ay %1 oldu diye sene boyunca toplam %6 oldu demez, basbaya enflasyon %12.7 olmuştur.
gönül isterki herkes insanca yaşayabileceği maaşı alsın, fazlası tartışma konusu olsun, asgari ücret 1500 liralarda olsun ama ekonomi böyle idare edilemiyor. Türkiye bir Almanya gibi katma değer üretemedikçe öğretmeni de esnafı da sıkıntı çekmeye devam edecek.
Kimsenin emeğini küçümsemiyorum. Hak, hak diye bağıran kişi biliyor mu bu dünyada alacağı hakkının karşılığını mahşerde fazlasıyla alacağını. Bilmiyorsa da bilmesin. Bu gerçeği değiştirmez. Benim bu konudaki düşüncem sen başkasının hakkını yiyeceğine başkası senin hakkını yesin. Her zaman derim laf ile peynir gemisi yürümez diye. Madem bu konuda ciddi anlamda yanlış yapıldığını düşünen kişiler varsa amaçları uğruna, bu yanlışları düzeltmek ve adalet uğruna mücadele etsin. Düzeltsin bunu. Çalışsın yükselsin ve düzeltsin bunu. Fakat bu kişinin kendisi hiç mi haksızlık yapmayacak. Baştaki insanlara kızmak bir çözüm değil. İnsanların yaptıkları yasalar kusurlu olmaya mahkumdur. Kusurlu insanlardan kusursuz yasa çıkamaz. Milletin devlete bağlılığı azalırsa nice hallere düşer. Ben inanan, inanmayan kimseyi ayırt etmiyorum. Kafir de alacak hakkını, Müslüman da. Kimseye karşı bir söylemde bulunmuyorum. Benim yaklaşımım bu. Beğenirsin beğenmezsin. Vesselam.
Alıntı:
zam konusunda ise bir matematik öğretmeni böyle söyleyecekse hesap kitaptan daha az anlayacağını varsaydığımız edebiyat öğretmeninin neler söyleyeceğini düşünemiyorum. hem %2.7 geçen senenin enflasyon farkı diyosunuz hem de bu yılki zammı toplam ücretin ortalamasına gelen toplam fark üzerinden değerlendiriyorsunuz. %6 yı bırakalım %4+%4 yerine tek seferde senenin başında alacağınız %7 lik zam bile çok geridedir. ayrıca zammı peşin yaşarken enflasyon bu verilen zammın süresi olan 6 ay boyunca kademeli olarak gerçekleşecektir. kimse enflasyon her ay %1 oldu diye sene boyunca toplam %6 oldu demez, basbaya enflasyon %12.7 olmuştur.
Hakaretleriniz için kendinizle övünmelisiniz. Bakış açınız hep acımasızlık. Bunu söylemeyen sadece ben kalmıştım. Ama bana da söylettiniz zorla.
%2.7 geçen yıldan alacağımız. Bu sene için hak ettiğimiz zam %4+%4 sadece. Bu sene oluşacak enflasyon farkını gelecek sene alacağız. Enflasyon farkını o hesabın içine katmayın.
Bahsettiğim ifadeye önyargılı bakmasaydınız, taahhüt edilen %4+%4 lük zammım aylık olarak %8 eşit olmadığını kastetdiğini görebilirdiniz.
Öncelikle;
Her ne kadar öğretmenleri savunmak amacıyla da olsa, bu konuyu bu foruma taşıyan sınavkızını esefle kınıyorum.
Bu tartışmanın yeri burası değildir. Ben haftalardır face de milletle bunu tartışıyorum. Bir ara, buraya taşımayı ben de düşündüm, ama yakışık olmazdı. Yaptığını beğendin mi sınavkızı. Kaş yapıyım derken göz çıkardın. Paylaşım sitelerinde , başta face olmak üzere, kan gövdeyi ***ürüyor. Hakaretler , küfürler havada uçuşuyor. Zaten istenen buydu. Milleti birbirine düşürmekti. Nihayet buraya da soktun bunu.
Ben bu konuyu kesinlikle burada tartışma taraftarı değilim. Tartışmak isteyen varsa, gelsin face e, alasını tartışırım. Buraya millet öğretmenlerin sorunlarını okumak için gelmiyor, matematik için geliyor.
Söylemek istediğim çok şey var, özellikle sayın gereksizyorumcu , şunu iyi bilin ki, sarfettiğiniz her cümleniz için söyleyecek iki çift lafım var, ama yeri burası değil. Ama isterseniz burdan başka her ortamda sizinle bu konuyu tartışırım. Gerçi, yine çözümsüzlük üretmekten başka bir işe yaramıycak ama, olsun.
Ama madem tartışma açıldı, kimseyi karşıma almadan( sadece burda tabi) konu hakkında iki kelam etmek istiyorum.
Konu, herhangi bir ortamda gündeme geldiğinde, ilk olarak herkes, olaya taraf olan olmayan "herkes" konu hakkında, görüş bildirme yarışına giriyor. Bu mu ülkenin geleceğini düşünmek, Millet işi gücü bıraktı, tek derdi, öğretmenin 7,5 tl lik ekdersi. Eğer bu ülkenin kalkınmasında faydası olacaksa, ben devlete feda ederim bunu. Öğretmen 1000 tl alsa, devlet mi kurtuluyor, ülke zengin mi oluyor, ülkenin içinde bulunduğu durumdan kurtulmasının tek yol öğretmenin maaşından mı geçiyor. Hani eğitim, hani ülke geleceği.
Öğretmenler, 70-80 yıldır 15 saat ders karşılığında maaşını alıyor. 70-80 senedir kimsenin dilinde olmayan bu durum neden son zamanda gündeme geldi? Neden? neden? neden?
Nedenini ben söyliyim. Sadece o da değil, son "1" yıldır , başta bakamayan(bakan olsa, bakardı, bakamıyorsa, bakamayandır) olmak üzere, neden öğretmenler , milletin önüne atıldı, onu da söyliyim.
Yok söylemiyim, Face de, konu hakkında yazdıklarımdan bir kısmını kopyalıyim. Ondan önce de son sözümü söyleyip, işime gücüme bakayım.
Öğretmenliği, devlet memurluk kutusunun içine hapsedenleri, ve öğretmenliği memurluk kutusunun içinde görmek için ısrar edenleri esefle kınıyorum. Ben her zaman öğretmen olduğum için gurur duydum, ama asla ve asla ve asla memur olduğum için, ne övündüm, ne sevindim.
"
Bakamayan Ömer Şahin den :
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardıklarını anımsatan Dinçer, ilköğretim ve ortaöğretimdeki okullaşma oranları hakkında bilgi verdi. Türkiye'nin ortaöğretimde okullaşma oranında dünyanın gerisinde olduğunu ifade eden Dinçer, "AB, 2020'ye kadar toplam nüfusun lise mezunu olma oranını yüzde 90 ve üzerine çıkartmayı hedefliyor. Türkiye'deki nüfusun lise mezunu olma oranı yüzde 28. Biz, eğitimi 12 yıla çıkarmakla aslında 2020, 2023 yılına Türkiye'deki lise mezunu seviyesinin oranını artırmayı hedefliyoruz"
Bu eğitim politikasıyla, eğitim arka plana itilmiş ve kağıt üzerindeki okullaşma oranı ön plana çıkarılmıştır. 90 yılda yapılamayanı , 10 yılda yapmayı hedefleyenler, elbette bir şeyleri gözden çıkarmak zorunda. Gözden çıkarılan ise, eğitimin kalitesi ve öğretmenlerdir. Kimse farkında değil, artık ülkemizde öğretmenlik mesleği devri bitmiştir, bitirilmiştir. Devletin şu anda ülkede uyguladığı eğitim politikasında öğretmene biçtiği görev sadece dadılık ve katipliktir. Hal böyle olunca, elbetteki, öğretmenin sıradan memur olarak görülmesi doğaldır. Kimsenin dikkatini çekmiyor. Öğretmenler yıllardır 15 saat karşılığı maaş alıyor, bu zamana kadar sorgulanmayan bu durum niye son bir kaç aydır sorgulanmaya başalandı? Hem siyasiler tarafından, hem de toplum tarafından acaba? Cevabı, bakamayanın açıklamalarında yatıyor.
Toplumumuz bu oyuna geldi. Koskoca bir ülkenin geleceği elden giderken, herkes öğretmenin 7,5 tl lik ekdersine takıldı. Buraya yazıyorum. GÜn gelecek, bugün, diğer memurlarla öğretmenin maaşını karşılaştıranlar, keşke öğretmenler 10000 tl alsaydı da, biz bu hale gelmeseydik diyecekler."
" Hükümetler geçici, toplum ve devlet kalıcıdır. Bir şeye daha dikkat çekmek istiyorum. Eğitim sistemindeki yozlaşma 1992 yılında kredili sistemle başladı. Tam 20 yıl olmuş. Bugün öğretmenlere fütursuzca saldıranlar genelde o dönemin ve sonrasının insanları. Bu şu anlama geliyor. 1992 yılındaki yozlaşmanın sonuçları yeni yeni ortaya çıkıyor. ve o yıldan beri, gittikçe ibre aşağıya gidiyor. Düz mantıkla gidersek, bugün ki kalitesiz eğitimle yetişenlerin 20 yıl sonra ne düşüneceklerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu gidişat hep böyle gitmeyecek elbet. Bir gün bu toplum duvara toslayacak. O zaman aklı başına gelecek. Gelmek zorunda, gelmezse bu devlet batar, önümüzdeki tablo bunu gösteriyor."
Ha bir de,
bunu ilk defa burda belirtiyorum.
Burası yeri değil aslında ama ,konunun için de eğitim de olduğu için paylaşmak istedim.
Geçen hafta , öğretmenler eylem yaptı. %80 i katıldı. Ben %20 nin içindeyim. Öğretmenler de kabahatli bu konuda. Keşke, maaş için eylem yapılacağına, eğitimin kalitesinin sıfırlara indirilmesini protesto etmek için topluca bir eylem düzenlenseydi. İşte o zaman katılırdım.
Eğer öğretmenler, bu kadar üstlerine gelindiği bir dönemde, eğitimin şu rezilliğinde, eğitimin kalitesi konusunda hassas olduğunu gösterseydi, işte bu, öğretmenleri ağızlarına sakız yapanlara en güzel cevap olurdu. İşte o zaman, öğretmenlerin tek derdinin, memurluk, maaş, zam olmadığı ortaya çıkardı. Eminim ki(?) Öğretmenler hakkında, fütursuzca konuşanlar, söylediklerinden utanırdı. Öğretmenleri eleştirenlere 180 maddelik iş yükünü sıralamak yerine bu hassasiyet gösterilseydi, tokat gibi yüzlerine inerdi. İşte o zaman anlarlardı, öğretmenin kim, öğretmenliğin ne olduğunu.
%4+%4 %6 değildir, %8 den biraz fazladır
mesele bir yıl sonra enflasyon ve zammın benzer şekilde hesaplanmasıdır. enflasyonu da %4+%4 ü %6 hesaplayan yöntemle hesaplasak %12 olması gereken bişeyi %6.5 buluruz.
gelip gidip konu verilen zammın azlığına dayandığı ve enflasyon gerçeklerine göre az olmadığını düşününenlere hakaret ediyormuş gibi bakılıp yorum yapıldığı için 2 yıllık hesap yapmak lazım
2010 aralık sonu maaşınızı 100 farzedip enflasyon sepetini de 100 alıp, ay ay enflasyon ve maaş artışları yan yana yazılınca maaşların enflasyon karşısında ezilmediğini görebilirsiniz. bu yılki enflasyon hedefi tutarsa yanlış hesap yapmıyorsam ortalama memur net %2-3 arası bi zam almış olacak. herkesin kriz beklediği bi ortamda gayet iyi ha zammın konu olduğu maaş düşük olduğu için bu %2 kazanç bişey ifade etmiyor olabilir ama dediğim gibi pasta bu kadar.
sayın matematikçifm hocam herkes (sadece öğretmenler değil) sizin gibi düşünse bunları tartışıyor olmayız zaten. işadamının rekabeti işçi üzerine yıkıp ana gelir kalemini faizden elde ettiği ve yeni vergi muafiyetleri istediği , esnafın nasıl vergi kaçırırım düşüncesinde gün geçirdiği, memurun bana zammı fazla versinler de varsın enflasyon patlasın bu patlayan enflasyon zammın yarısını geri alsa da kalanı bana yeter diye düşündüğü bir ortamdayız maalesef. herkes ortadaki pastaya bakıyor ve kendi açısından adil olduğunu düşündüğü miktarı yiyip sofradan kalkmayı düşünüyor. kimse kalan pasta geride kalanlara yetecek mi? yetse bile benim kadar doyacaklar mı demiyor.
bu arada sadece öğretmen sayısı 1 milyona yakınmış. 100 liralık bir ek zammın bütçe maliyeti 1 milyarın üzerinde, takdir edersiniz bu da çok büyük bi rakam.
bu arada ben acımasız falan değilim sadece popülizm yapıp gerçekten şu memurlara da haksızlık yapılıyo kardeşim diyip şakşak yapmıyorum. tüm memurlara %30 zam yapılsa alıp sattığımız , ürettiğimiz şeylerde oluşacak enflasyon bulanıklığı ile kaybettiğimin 2 katı cebime girer ama boşalan ülkenin içi olur. topluca geriye gideriz ve hepimiz yeni kemal dervişler beklemeye başlarız.