Bizim geometri öğretmenimiz de sözel çıkışlıymış. Sayısal çıkışlı olup hukuk okuyanlar gibi. Ayrıca şu an okulda okutulan dersler düzenliliği sağlayan herkesin rahatça yapabileceği şeyler bence, bu tarz şeylerden değil de ne bileyim zor bi problemin(matematik problemi değil sadece genel problemler, alana yönelik sorunlar) çözümünü kavrama şekline bağlıdır sayısal veya sözel ağırlıklı zekaya sahip olmak ki bu söyleyeceğim şey kendi düşüncem ben çoğu insanın ikisine de hemen hemen eşit mesafede olduğunu düşünüyorum(Üç beş oynar tabi arada). Şu ana kadar 2-3 kişi gördüm sadece gerçekten de tek yapabildiği sayısal dersler olan.
Onun dışında çokça sayısal seçmiş arkadaşımda ben sayısalcıyım diyip sayısal çalışmayı, sözel dersleri boşlamayı bu yüzden sözel yapamamayı gördüm. Ha bi de temelden gelmiş de oturmuş ön yargılardan dolayı sözel yapamama var.
Öğretmene de bağlı. Bizim bi' Türkçe öğretmenimiz vardı kadının derste öyle bi temposu vardı ki dalıp gitmek imkansızdı. Sonra bir de inkılap öğretmenimiz vardı zehir gibiydi.
Neyse ne kadar çalışmalıya gelince, ha ona geçmeden önce Cihat ŞENER'in videoları var internette izleyebilirsin, güzel konuşuyor. Eskiden TRT 1'de Hayatımız Sınav diye bir program sunardı o programa da bakabilirsin.
Evet ne kadar çalışmalı, anlayana kadar çalış bence ama verimsiz saatindesindir(anlarsın zaten öyle olduğunu) mesela daha basit konuları çalış. Zamanı çok kestiremiyorsan görmüşsündür belki internette buldum bunu
"08.00-11.00 arası: Planlama, düzenleme ve ileriye dönük yapıcı fikir üretimi
16.00-18.00 arası: Uzun süreli hafızaya alınacak bilgiler
19.30-22.30 arası: Özel bir şey yazmamış buraya

"
Bi de önerim bu yıl her ders öncesi ders tekrarı yap. Ders öncesi-ders esnası-ders sonrası üçlüsünü uygula. Böyle yaparsan 12. sınıf konularını daha çabuk anlar çalışacaklarını daha çabuk çalışırsın.
Son olarak da
YGS eksiğin çok değilse
LYS çalış derim ben de.
YGS'de 350 alıp
LYS'de coşturarak tıp kazananlar var.
LYS'de çok eksiğin varsa özellikle ona yönel.
Dershaneler de öğrenci bir şey yapmayınca kılını kıpırdatmıyor anca rehberlikçi bir iki kızar sonra vazgeçer, ben hayatımda ilk kez bu yıl gittim hani gitmesem de pek bir şey kaybetmezmişim. Tekrar gideceğim tabi ama o son sene temposunu yakalamak için. Bir şey daha geldi aklıma hazır yazmışken

iyi sınıfa düşmeye çalış. Düşük sınıftakiler saçla başla sevgiliyle ilgilenirken üst sınıfın inekleri(onların tabiriyle tabi) yarışı önlerde götürüyor, beyinlerini öyle şeylere yormuyor. Zaten sonradan o ineklerin çoğu açılıyor. Neyse işte böyle durum
