Dünyanın en büyük arama motorlarından bir tanesi olan Google’nin anlamını hiç merak ettiniz mi? İşte size Google’nin ve renklerinin anlamı.

Stanford Üniversitesi’nde öğrenci olan Larry Page ve Sergey Brin tez çalışması olarak bir arama motoru üzerinde yoğunlaşmaya karar verirler. Üzerinde çalıştıkları bu arama motoru diğer arama motorlarına göre daha farklı bir sistemde çalışıyordu. İki arkadaş, insanların internet denen bu geniş bilgi dünyasında aradıklarını daha kolay bula bilmeleri için web sitelerini kategorileme temeline dayana bir proje oluşturuyorlardı. Ellerindeki kısıtlı imkanlarla tez çalışmaları olan bu arama motorunu, elleriyle yaptıkları bir servera yükleyerek çalıştırıyorlar. İlk olarak eğitim gördükleri Stanford Üniversitesi’nin web sayfasında hizmet vermeye başlıyorlar. Daha sonra bu çalışmaları üniversite içerisinde büyük ilgi görüyor. İki arkadaş yaptıkları ve geliştirmeye devam ettikleri bu arama motoruna bir isim bulmaya karar verirler. Sonunda isminin Google olmasını kararlaştırırlar. Google ise Amerikalı bir matematikçi olan Edward Kasner’in 100 sıfırlı bir sayıya verdiği kısaltma ismidir.

Edward Kasner yaptığı matemetik çalışmalarında 100 sıfırlı işlemlerin yazımını kolaylaştırmak için bu sayıya bir kısaltma vermeyi kararlaştırır. Düşünür ama nasıl bir isim bulacağına karar veremez. Daha sonraoldukça küçük olan ve konuşmaya yeni başlayan yeğeni Milton Sirotta’ya elindeki kağıtta yazılı olan rakamı gösterir ve “Bu nedir?” diye sorar. Küçük yeğen ise bakar ve “gogol” der. Daha sonra Edward Kasner bu işlem için bu ismin uygun olduğuna karar verir ve, bu sayısal işleme gogol adını verir. Bu kelime zaman içerisinde okunuşu daga güzel olsun diye “googol” olarak telafuz edilir. Edward Kasner Mathematics and the Imagination isimli bir kitap yayımlar ve kitabında bu deyime yer verir. Matematikle yakından ilişkili olan genç Stanfordlu öğrenciler yeni kurdukları arama motoruna bu terimin okunuşunu koymaya karar veriler. Hatta sitede arama yapıldığında Google kelimesinin “o” harfi 100 sıfırlı rakadaki gibi uzar gider. Böylece Google ismi ortaya çıkmış olur.


Peki neden Google logosunda tek renk değilde farklı renkler tercih edildi? İki arkadaş ellerindeki maddi olanaklarla geliştirdikleri ve topladıkları serveri kurmaya başlarlar. Ancak zamanla daha çok insana hizmet vermek için serveri büyütmeye karar verirler. Paraları kalmadığı için kendi olanaklarıyla topladıkları yeni serveri taşıyacak bir kasa alamazlar. Bunun üzerine geçici olarak bir kasa yapmaya karar verirler. Etraftan topladıkları lego parçalarıyla serverlerının kasarını oluştururlar. Resimde oluşturdukları bu ilk serverin görüntüleri yer almaktadır (diğer resimleri için Stanford Üniversitesi Müzesini ziyaret edebilirsiniz).

Daha sonra bu iki arkadaş geliştirdikleri arama motoruyla büyük şirketlere baş vururlar. O zamanlar da dünya üzerinde büyük üne sahip olan Yahoo firmasının kurucusu olan David Filo ile görüşme ayarlarlar. Ancak buradan kendilerine bu çalışmayı geliştirmeleri gerektiği söylenerek geri çevrilirler. Bunun üzerine iki arkadaş başka şirketlerle görüşmeye devam eder. Sun Microsystems’in kurucularından Andy Bechtolsheim bu çalışmayı çok beğenir ve iki arkadaşa bu projeyi hayata geçirmeleri için 100.000 Dolarlık bir çek yazar. Ancak ortada Google diye bir şirket olmadığı için bu parayı uzunca bir zaman alamazlar. Larry Page ve Sergey Brin çevresindekilerin ve ailelerinin yardımlarıyla 1.000.000 dolar toplayarak Google adlı şirketi kurarlar. Böylece dünyanın en büyük arama motoru hayata geçmiş olur.

-----------------------------
gorgodo.com'dan ALINTIDIR.

Eline sağlık Duygu.
Çok güzel bir girişimcilik örneği.

Alıntı:

---

MatematikciFM'den alıntı

Eline sağlık Duygu.
Çok güzel bir girişimcilik örneği.

---

Gerçekten öyle hocam.Herkese örnek olmalı.
Aslında hikayenin en ilginç yanı David Filo onları küçümsemiş biraz oysa şimdi Yahoo ile Google birbirine rakip ve bana sorarsanız google yahoo'dan bin kat daha iyi. İnsanların hayallerini küçümsememek lazım.

Kesinlikle , bence her insanın fikiri dikkate alınmalı :) yalnız dikkatimi çeken bir nokta şu ya (Belki alakasız ama ) bu tür güzel girişimciler nedense hep Yahudi oluyor.Wolphram Alpha'nın kurucusu da yahudi.Neden acaba çok merak ediyorum ya :)

Alıntı:

---

svsmumcu26'den alıntı

Kesinlikle , bence her insanın fikiri dikkate alınmalı :) yalnız dikkatimi çeken bir nokta şu ya (Belki alakasız ama ) bu tür güzel girişimciler nedense hep Yahudi oluyor.Wolphram Alpha'nın kurucusu da yahudi.Neden acaba çok merak ediyorum ya :)

---

Çünkü onlarda hırs çok fazla, örneğin İsraili düşün, toprakları çok az ve çok küçük bir devlet ancak, her yönden ilerlemiş bir devlet olmuş, ilerlemek için dünyada en iyisi olmak için bu tarz çalışmaları destekleyen yetkilileri var çünkü.

Evet , haklısın duygu , çok küçük bir devlet ama , yapabilecekleri o kadar küçük değil.:)

Güzelmiş, paylaştığın için teşekkürler Duygu :)

Alıntı:

---

duygu95'den alıntı

Gerçekten öyle hocam.Herkese örnek olmalı.
Aslında hikayenin en ilginç yanı David Filo onları küçümsemiş biraz oysa şimdi Yahoo ile Google birbirine rakip ve bana sorarsanız google yahoo'dan bin kat daha iyi. İnsanların hayallerini küçümsememek lazım.

---

yahoo google'ın rakibi olamaz şuanda :)

Alıntı:

---

dimar'den alıntı

yahoo google'ın rakibi olamaz şuanda :)

---

Şu anda öyle ama 2 sene öncesinde rekabet çoktu diye hatırlıyorum yani öyle okumuştum o zamanlarda. :)

Bu da facebook un kuruluş hikayesi.

Facebook 2004 yılının Şubat ayında Harvard Üniversitesi öğrencisi olan 19 yaşındaki Mark ZUCKERBERG tarafından kurulmuş ve 250 milyondan fazla üyeye sahip olan bir sosyal ağ içerikli bir internet sitesidir. Facebook, Mark ZUCKERBERG’in kurmuş olduğu ikinci sitedir. Zuckerberg’in ilk kurduğu site olan facemash, Harvardlı öğrencilerin bilgilerini ve resimlerini içeren ilk sosyal ağ içerikli sitesidir; fakat Zuckerberg bu bilgileri ve resimleri okul yonetiminden izinsiz aldığı ve yayınladığı için kısa bir süre sonra site, okul yonetimi tarafından kapatılmıştır. Bu olaydan sonra Zuckerberg; kullanıcılarının fotoğraflarının da bulunduğu ve kişisel meraklarının yer aldığı bir profil oluşturabilecekleri, özel veya herkese açık mesajlarını paylaşarak değişik arkadaş gruplarına katılabilecekleri, profil verilerinin görüntülenmesini aynı grup veya onaylanmış arkadaşlarla sınırlayabilecekleri bir sosyal ağ içerikli site projesini hayata geçirmek için bir sene okuluna ara verir ve yurt odasında oda arkadaslarının da desteğiyle ilk ismi "thefacebook" olan Facebook'u kodlamaya başlar. Facebook’un anlamı “paper facebook” teriminden geliyor: Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerdeki ve okullardaki öğrencilerin, öğretmenlerin ve çalışanların kendini tanıtmak amaçlı doldurdukları bir formdur. Zuckerberg 2004 senesinde thefacebook’u yani facebook’u kodlamayı bitirdi ve sadece Harvardlı öğrencilerin kullanımına açtı; ama çok kısa zamanda facebook’un ünü Boston’daki diğer üniversitelere, liselere ve şirketlere kadar hızla yayıldı. Bu yoğun ilgi üzerine Zuckerberg, bu uygulamayı Harvard dışına taşımaya karar verdi. Boston bölgesindeki okullara (Boston Koleji, Boston Üniversitesi, Harvard, Northeastern Üniversitesi, Tufts Üniversitesi), Rochester, Stanford, NYU, Northwestern, ve iki ay sonra da Ivy League'de okulların kullanımına açıldı. Amerika, Kanada, İngiltere, Meksika, Puerto Rico, Virgin Islands Üniversitesi, Avustralya üniversiteleri, Yeni Zelanda (New Zealand) üniversiteleri bu ağa katıldılar. Daha sonra da .edu, .ac, .uk gibi eğitim kuruluşları uzantılarına sahip email adreslerine açıldı. 2006 yılında da facebook, geçerli e-posta adresine sahip herkesin, kayıt olabileceğini duyurdu; ama 13 yaş ve üzeri yaş kısıtlamasıyla kullanıma açıldı.