Ygs sosyal bilimler testinin 36. sorusu;
MatematikciFM 05:05 30 Mar 2011 #2
Hiç felsefe görmediğim için, hiç bulaşmadım soruya.
Ama cevaplasaydım d şıkkı derdim. Hatta sakin kafayla tekrar okudum. d kesin gibi.
Ama cevaplasaydım d şıkkı derdim. Hatta sakin kafayla tekrar okudum. d kesin gibi.
Cevap B hocam.Hani şey diyor ya
"Bunlar Aristotales'in bir fili fil yapan şeyin NE OLDUĞUNU TANIMLAMA sınavını geçemez" burdan çıkarıyoruz.
"Bunlar Aristotales'in bir fili fil yapan şeyin NE OLDUĞUNU TANIMLAMA sınavını geçemez" burdan çıkarıyoruz.
MatematikciFM 15:16 30 Mar 2011 #4
Dİğer şıklardan bir şey anlamamıştım, en anladığım d şıkkıydı, parçaya da uygun gibi geldi. İyi ki cevaplamamışım.
gereksizyorumcu 01:10 31 Mar 2011 #5
Türküm ama bu ilinek nedir ilk defa duyuyorum , sınava bile girecek kadar yaygın olduğuına göre bende bir sorun var demekki
sözlükte çok oturgaçlı gö.türgeçten hemen sonra geliyor sanırım
sözlükte çok oturgaçlı gö.türgeçten hemen sonra geliyor sanırım
MatematikciFM 01:18 31 Mar 2011 #6
-enek : herşeyen isim yapma eki.
-eksel : herşeyden sıfat yapma eki.
Bu eklerle türetilmiş kelimeler literatürünüzde yoksa, çağı yakalayamamışsınız demektir.
-eksel : herşeyden sıfat yapma eki.
Bu eklerle türetilmiş kelimeler literatürünüzde yoksa, çağı yakalayamamışsınız demektir.
gereksizyorumcu 01:33 31 Mar 2011 #7
il-i-nek
il ne peki
yani ilinek tam olarak ne anlama geliyor?
hadi özseli anladık özüne ait demek oluyor da bu ilinek nedir, bazen gerçekten şok oluyorum . mesela ben okuldayken sıfat , zarf , zamir , özne vardı. şimdi ilgeç , belirteç , gülgeç falan var.
düşünsenize 20 yıl önce okumuş birisi ile bugünkü bir öğrenci karşılaşıyor ortak dilleri yok çünkü zatı muhteremler dili tekellerini almışlar aradaki bağı da koparmışlar sadece işle ilgilenenler takip edebiliyor. hepimiz onların bize çizdiği sınırlar dahilinde Türkçe konuşabiliyoruz , yarın bazı kelimeleri beğenmeyip çıkarabilirler yerlerine kendilerince özhakikiesasTürkçe bana göre uydurukça kelimeler kullanabilirler çünkü varlık sebeplerini bu olarak gören bir grup insandan bahsediyoruz.
il ne peki
yani ilinek tam olarak ne anlama geliyor?
hadi özseli anladık özüne ait demek oluyor da bu ilinek nedir, bazen gerçekten şok oluyorum . mesela ben okuldayken sıfat , zarf , zamir , özne vardı. şimdi ilgeç , belirteç , gülgeç falan var.
düşünsenize 20 yıl önce okumuş birisi ile bugünkü bir öğrenci karşılaşıyor ortak dilleri yok çünkü zatı muhteremler dili tekellerini almışlar aradaki bağı da koparmışlar sadece işle ilgilenenler takip edebiliyor. hepimiz onların bize çizdiği sınırlar dahilinde Türkçe konuşabiliyoruz , yarın bazı kelimeleri beğenmeyip çıkarabilirler yerlerine kendilerince özhakikiesasTürkçe bana göre uydurukça kelimeler kullanabilirler çünkü varlık sebeplerini bu olarak gören bir grup insandan bahsediyoruz.
MatematikciFM 02:37 31 Mar 2011 #8
il kökünün ne olduğunu bilmiyorum ama iliştirmek fiili var. Bilirsiniz, yanına eklemek manasında. ilinti de var. Yanına eklenmiş manasında. Bu da öyle bir şey her halde.
MatematikciFM 02:38 31 Mar 2011 #9
ÜÇGENİN TANIMI
İlkokulda, matematik dersinde öğretmen üçgenin alanını, cocuklara
şu şekilde öğretmiş: Bir üçkenarlının alanı, yatayımı ile diklesiminin
vuruşumunun, ikiye bölümüdür. Çocuk bunu güzelce ezberlemiş.
Akşam babası evde sormuş:
- Bu gün okulda ne öğrendiniz?
- Matematik dersinde, bir üçkenarlının alanını öğrendik babacığım.
- Ya öyle mi, peki nasıl öğrendiniz?
- Bir üçkenarlının alanı, yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun,
ikiye bölümüdür.
- Yavrum, yanlıs öğretmişler size. Doğrusu : Bir üçgenin alanı,
tabanı ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir.
O sırada, bir yandan gazetesini okuyan, bir yandan da torunuyla oğlunun konusmasını dinleyen dede, dayanamayıp söze girmiş :
İkinizin de tanımı yanlış! Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi,
kaidesiyle irtifaının hasıl-ı darpının nısfına müsavidir.
İlkokulda, matematik dersinde öğretmen üçgenin alanını, cocuklara
şu şekilde öğretmiş: Bir üçkenarlının alanı, yatayımı ile diklesiminin
vuruşumunun, ikiye bölümüdür. Çocuk bunu güzelce ezberlemiş.
Akşam babası evde sormuş:
- Bu gün okulda ne öğrendiniz?
- Matematik dersinde, bir üçkenarlının alanını öğrendik babacığım.
- Ya öyle mi, peki nasıl öğrendiniz?
- Bir üçkenarlının alanı, yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun,
ikiye bölümüdür.
- Yavrum, yanlıs öğretmişler size. Doğrusu : Bir üçgenin alanı,
tabanı ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir.
O sırada, bir yandan gazetesini okuyan, bir yandan da torunuyla oğlunun konusmasını dinleyen dede, dayanamayıp söze girmiş :
İkinizin de tanımı yanlış! Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi,
kaidesiyle irtifaının hasıl-ı darpının nısfına müsavidir.
gereksizyorumcu 03:06 31 Mar 2011 #10
hocam ben değişime karşı değilim ama değişim doğal olmalı birileri çıkıp şu şu kelimeler çıkarılacak yerine şu şu kelimeler kullanılacak , kullan! dediği zaman sonuç bu oluyor işte. herkes bişey konuşuyor ama kimse kendi söylediğinden başkasını anlamıyor.
herhangi bir gazetede bu kelimeye rastlayabileceğimizi sanmıyorum. ilineksel ne demektir Allah aşkına , ondan sonra djlere laf söylerler farkları yokki bunu yapanların.
herhangi bir gazetede bu kelimeye rastlayabileceğimizi sanmıyorum. ilineksel ne demektir Allah aşkına , ondan sonra djlere laf söylerler farkları yokki bunu yapanların.